Burj Al Arab Hotel Dubai
Son Haberler :

Beşiktaş

Daha fazla haber

Fenerbahçe

Daha fazla haber

Galatasaray

Daha fazla haber

Tolga'dan Fenerbahçe itirafı

Saturday 30 November 2013

Beşiktaş'ın kalecisi Tolga Zengin, Fenerbahçe'nin kendilerinden daha iyi oynadığı itirafında bulundu.

Beşiktaş'ın kalecisi Tolga Zengin, Spor Toto Süper Lig'de Fenerbahçe ile 3-3 berabere kaldıkları derbi maçta rakiplerinin kendilerinden daha iyi oynadığını söyledi.

Tolga Zengin, maçtan sonra düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, iki takımın da iyi mücadele ettiğini vurgulayarak, "Fenerbahçe 10 kişi kalmasına rağmen bizden daha iyi oynadı" dedi.

Karşılaşmanın bazı bölümlerinde iyi oynadıklarını kaydeden Tolga, "İlk yarının son 10 dakikası ve ikinci yarının son 10 dakikası haricinde çok iyi bir oyun olmadı. Kazanamadığımız için üzgünüz. 11'e 10 Fenerbahçe'yi yakalamışken 3 puan almak isterdik ama olmadı. Arkadaşlarımın canları sağ olsun" diye konuştu.

Bir soru üzerine, Hutchinson'un kendi kalesine attığı ve iptal edilen golde kendisine faul yapıldığını belirten Tolga, "Evet, pozisyonda faul vardı. Rakibin kolu kafama geldi ve yüzüme vurdu" ifadelerini kullandı.

Tolga Zengin, rakiplerine karşı 11'e 10 oynarken daha kötü olduklarını dile getirerek, şunları kaydetti: "10'a 10 olunca oyun biraz daha dengelendi. Tabi yedek kulübesinin de etkisi önemli. Ancak bugün takım olarak genel bir tutukluğumuz vardı. 11'e 10 oynarken biraz geriye yaslandık ve çok durduk. Biraz üstümüze geldiler, biraz düştük. Bu fizik kondisyonla alakalı değil motivasyonla alakalı. Çünkü son 10 dakika yeniden açıldık." - "Acının rengi olmaz ve anneler kutsaldır" Mücadele sonrasında yayıncı kuruluşa açıklamalarda bulunan Tolga Zengin, maçtan önce annesinin rahatsızlığı nedeniyle açılan pankarta teşekkür etti.

Karşılaşma öncesinde Fenerbahçe taraftarının kendisini çağırdığını hatırlatan Tolga, şöyle konuştu: "Maç başlarken Fenerbahçe taraftarları beni çağırdı. Acının rengi olmaz ve anneler kutsaldır, onların takımı olmaz. Maç öncesinde ve içinde yapılanları unutmam. Küfürler oldu ama çok önemli değil. Bu maç için anlayışlı ve duyarlı oldukları için Fenerbahçe taraftarına teşekkür ediyorum. Bunları unutmam. Aynı şekilde 2 sene önce Trabzonspor'dayken bu stadın müziği kapatılıp, anneme küfür edilmesini de unutmam. Her şeyi bir kenara yazarsınız ve zamanı geldiğinde hesaplaşırsınız. Onları da bunları da unutmayacağım." Tolga Zengin ayrıca, 3-3'lük sonucun kendisini memnun etmediğini anlatarak, "Bize yakışan bir mücadele olmadı. Bu sonuç memnun etmedi. Buraya 3 puan almak için gelmiştik. Rakibimiz 10 kişi kalmışken memnun olacak bir durum yok" dedi. (Milliyet)

F.Bahçe'ye ceza geliyor

Fenerbahçe'ye Beşiktaş derbisinin ardından kötü haber. Sarı-Lacivertlilerin küfürlü tezahüratı, temsilci raporlarında yer alırsa tribünler kapanacak.

Fenerbahçe tribünleri, "çirkin ve kötü tezahürat"an dolayı takımını yakacak. Beşiktaş derbisinde hakem kararlarını beğenmeyen ve bazı pozisyonlarda kızan sarı-lacivertlilerin küfürlü tezahüratı, temsilci raporlarında yer alırsa tribünler kapanacak.

Bundan önce üç kez bu suçtan dolayı cezası bulunan Fenerbahçe, Futbol Disiplin Talimatı'nın 52. maddesine göre, ligdeki ilk maçını seyircisiz oynamayacak ve 80 bin TL para cezası alacak.

MADDE 52 – ÇİRKİN ve KÖTÜ TEZAHÜRAT

(1) Stadyumlarda toplu olarak ve devamlılık arz eden şekilde, söz veya hareketlerle ya da
benzeri araçlar ile aşağılayıcı, tahrik veya taciz edici nitelikte tezahüratta bulunulması
yasaktır.

(2) Anılan yasağın ilk ihlalinde sorumlu kulübe Süper Lig için 40.000.-TL’den 80.000.-TL’ye
kadar, 1. Lig için 13.000.-TL’den 26.000.-TL’ye kadar, 2. Lig için 8.000.-TL’den 16.000.-
TL’ye kadar, 3. Lig için 5.250.-TL’den 10.500.-TL’ye kadar para cezası verilir.

(3) Anılan yasağın aynı sezon içerisinde ikinci kez ihlali halinde sorumlu kulübe; Süper Lig
için 80.000.-TL’den 150.000.-TL’ye kadar, 1. Lig için 26.000.-TL’den 52.000.-TL’ye
kadar, 2. Lig için 16.000.-TL’den 32.000.-TL’ye kadar, 3. Lig için 10.500.-TL’den
21.000.-TL’ye kadar para cezası verilir.

(4) Anılan yasağın aynı sezon içerisinde üçüncü kez ihlali halinde sorumlu kulübe; Süper Lig
için 150.000.-TL’den 300.000.-TL’ye kadar, 1. Lig için 52.000.-TL’den 105.000.-TL’ye
kadar, 2. Lig için 32.000.-TL’den 65.000.-TL’ye kadar, 3. Lig için 21.000.-TL’den
42.000.-TL’ye kadar para cezası verilir.

(5) Anılan yasağın aynı sezon içerisinde dördüncü kez ihlali halinde sorumlu kulübe, bir
müsabakayı seyircisiz oynama cezası ve ikinci fıkrada öngörülen para cezalarının üst sınırı
kadar para cezası verilir.

(6) Anılan yasağın aynı sezon içerisinde beşinci kez ihlali halinde sorumlu kulübe, bir
müsabakayı seyircisiz oynama cezası ve üçüncü fıkrada öngörülen para cezalarının üst
sınırı kadar para ceza verilir.

(7) Anılan yasağın aynı sezon içerisinde altıncı kez ihlali halinde sorumlu kulübe; bir
müsabakayı seyircisiz oynama cezası ve dördüncü fıkrada öngörülen para cezalarının üst
sınırı kadar para cezası verilir.

(8) Anılan yasağın aynı sezon içerisinde yedinci kez tekrarı halinde ve takip eden her ihlalde
sorumlu kulübe, iki müsabakayı seyircisiz oynama cezası ve dördüncü fıkrada öngörü len
para cezalarının üst sınırı kadar para cezası verilir.

(9) Bu maddede anılan fiiller yönünden lig ve kupa müsabakaları ayrı kategoride kabul edilir.

(10) Anılan fiiller ırkçılık içerirse sorumlu kulübe ilk ihlalde müsabakayı seyircisiz oynama
cezası ve ikinci fıkrada yer alan para cezalarının üst sınırı kadar para cezası; ikinci ihlalde
iki müsabakayı seyircisiz oynama ve ikinci fıkrada yer alan para cezalarının üst sınırının iki
katı kadar para cezası, üçüncü ihlalde ise üç puan indirme cezası verilir.

(11) Bu madde kapsamındaki ihlallerin önlenmesi için azami gayreti gösterdiğini ya da
olayların üçüncü kişilerce kötü niyetli olarak gerçekleştirildiğini yeterli ve inandırıcı
kanıtlarla ispat eden kulübe ceza verilmeyebilir.

(12) Herhangi bir takımın mensuplarını veya taraftarlarını aşağılamak, tahrik veya taciz etmek
amacıyla; etnik veya bölgesel ayrımcılık içeren ya da herhangi bir takımın mensuplarını
veya taraftarlarını suç failleri veya suç örgütleriyle özdeşleştirecek şekilde toplu olarak ve
devamlılık arz eden bir biçimde tezahürat yapılması ya da bu içerikte pankart açılması veya
benzeri eylemlerde bulunulması halinde sorumlu kulübe ilk ihlalde; Süper Lig için
130.000.-TL’den 260.000.-TL’ye kadar, 1. Lig için 45.000.-TL’den 90.000.-TL’ye kadar,
2. Lig için 20.000.-TL’den 40.000.-TL’ye kadar, 3. Lig için 10.000.-TL’den 20.000.-TL’ye
kadar para cezası, saha kapama cezası veya seyircisiz oynama cezası eylemin ağırlığına
göre birlikte veya ayrı ayrı verilebilir.

Anılan yasağın aynı sezon içerisinde ikinci kez ihlali halinde sorumlu kulübe bir
müsabakayı seyircisiz oynama cezası ve bir üst paragrafta gösterilen para cezalarının üst
sınırı kadar para cezası birlikte verilir. Anılan yasağın aynı sezon içerisinde üçüncü kez
ihlali halinde sorumlu kulübe iki müsabakayı seyircisiz oynama cezası ve bir üst paragrafta
gösterilen para cezalarının üst sınırının 2 katı kadar para cezası birlikte verilir. Anılan
yasağın aynı sezon içerisinde dördüncü kez ihlali halinde ve takip eden her ihlalde sorumlu
kulübe üç puan indirme cezası verilir.

(13) Bu maddenin 2, 3, 4 ve 12. fıkralarında belirtilen fiillerin, bu talimatın 98. maddesinin 1.
fıkrasının uygulandığı bir müsabakada meydana gelmesi halinde, kulübe anılan fıkralarda
belirtilen para cezalarının üst sınırı kadar para cezası verilir.

(14) Bu maddenin 10. fıkrası ile 12. fıkrasında yer alan suçların bir sezonda ilk kez ihlali veya
bu maddenin diğer fıkralarında yer alan suçların bir sezonda iki kez ihlalinin bu talimatın
98. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen kişiler tarafından gerçekleştirilmesi halinde, sezonun
sonuna kadar bu takımın kendi sahasında seyircisiz oynayacağı müsabakalarda Protokol
Tribünü dışında hiçbir tribüne seyirci alınmaz. (Milliyet)

Galatasaraylılara uyarı! Biletler yanabilir!

Monday 4 November 2013

FC Kopenhag Kulübü yöneticileri, Kopenhag-Galatasaray maçına bilet alanları uyardı.

FC Kopenhag, Galatasaray'ı evinde ağırlamaya hazır. Pazar günü sıkı bir idman yapan ve son çalışmasını bugün yapacak olan Kopenhaglılar, karşılaşmayı kazanmayı ümit ediyorlar ancak, Galatasaray'ın gücünü de kabul ederek "Yenmek için elimizden geleni yapacağız. İstanbul'da yaptığımız hataları yapmayacağız" dediler.

Teknik Direktör Solbakken, Galatasaray'ın gücünü çok iyi bildiklerini ve kendi sahalarında daha iyi oynayacaklarını belirterek "İstanbul'da yaptığımız hatalar yüzünden yenildik. Ama Kopenhag'da kesin yenmek için mücadele edeceğiz. İstanbul'a gitmeden önce de Galatasaray'ın Avrupa'nın en iyi takımlarından biri olduğunu söylemiştim. Galatasaray'ı tanımaya başladık. İstanbul'da savunma hatalarımız oldu kendi evimizde bu hataları yapmamak için çok çalıştık. Bugün de sıkı bir idmanla, direk kale şutları, kornerleri gole çevirmek, markaj gibi konularda normalin üzerinde idman yaptık. Özellikle ilk 11 de yer alacak oyuncularım ile, yedeklerden biraz daha fazla idman yaptık. Galatasaray büyük takım. Çok iyi ve güçlü oyuncuları var. Rakibimizin gücünün farkındayız. Kendi seyircimizin desteği ile maçı almak için tüm gücümüzü ortaya koyacağız ve ilk yarıda en iyi adamlarımı sahaya sürerek, sonucu belirleyecek bir oyun sergilemeye çalışacağız" dedi.

"TÜRKLERDEN ÇOK SICAK İLGİ GÖRDÜK"

FC Kopenhag kaptanı Lars Jakobsen de, galibiyet almaktan başka çareleri kalmadığını belirterek, bir galibiyetin, İstanbul'da yenilen onurlarını geri kazandıracağını söyledi. Lars Jakobsen "Kopenhag'da tıka basa dolu seyirci ve taraftar desteği ile iyi bir maç olacak. Fiziksel gücümüze rağmen Galatasaray'a karşı İstanbul'da kaybettik. Ama normal bir takıma karşı değil, İyi bir takıma karşı kaybettik. Şimdi unutmayalım ki kendi sahamızda oynayacağız Ayağımızın yere iyi basması gerekir. Dikkat etmemiz gereken çok oyuncu var isim vermeyi doğru bulmuyorum. Galatasaray tüm kadrosu ile hangi takım karşısında oynarsa oynasın zor bir takım. Galatasaray taraftarına hayran kaldım şimdi sıra bizde. Biz kendi seyircimiz karşısında oynayacağız. İstanbul'da ilk yarıya kötü başladık ve kötü oynadık. Savunmada çok hatalar yaptık. Ama kendi sahamızda o hataları yapmayacağız ve daha ilk yarıda kontrolü elimize alırsak yenme şansımız olur sanıyorum"dedi. Oyuncular İstanbul'da Türklerden çok sıcak ilgi gördüklerini söylediler.

BİLETLER YANABİLİR

FC Kopenhag Kulübü yöneticileri ise resmi olarak Türk seyirciye 1900 bilet satıldığını, ama Danimarka'da yaşayanların da çeşitli yollarla 600 bilet satın aldıklarını öğrendiklerini belirterek "Bilet kontrolü sırasında Danimarkalı seyirci arasında bilet alanları tespit edersek biletleri iptal edilecek. O da onların sorunu. Maç esnasında da Danimarkalılar arasında Galatasaray için tezahürat yaparak olay çıkmasını zemin hazırlayacak Türk seyirci de dışarı çıkarılacak. Danimarkalılar arasında Galatasaray forması, atkısı veya ba şka malzemeleri ile tezahürata izin verilmeyecek. Bilet konusu insan hakkı değildir. Olay çıkmaması için böyle davranmak zorundayız her maçta aynı şeyi yapıyoruz" dediler
FC Kopenhag 2,5 saatlik idmanda önce tüm oyuncularla sonra muhtemel 11 ile idman yaparak, çift kale maç, kornerden ve direk şut denemeleri, ikili mücadeleler üzerinde durdu. (DHA)

F.Bahçe'den 2 bomba birden

Thursday 1 August 2013

Fenerbahçe Kulübü, Emmanuel Emenike ve Oscar Cardozo'nun transferleri için futbolcular ve kulüpleriyle görüşmelere başlandığını borsaya bildirdi.

Fenerbahçe Futbol A.Ş'den Kamuyu Aydınlatma Platformu'na gönderilen yazıda şu ifade kullanıldı:

"Emmanuel Emenike ve Oscar René Cardozo transferleri için futbolcuların kendileri ve kulüpleriyle görüşmelere başlanmıştır." (DHA)

Mehmet Terzi istifa etti

Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi, 9 yıldır yürütmekte olduğu görevinden istifa ettiğini açıkladı.

2004 yılından bu yana Atletizm Federasyonu Başkanı olan Mehmet Terzi, federasyonun internet sitesinden şu veda mesajını yayınladı...

“Basınımızın değerli temsilcileri,

Türkiye Atletizm Federasyonu başkanlığı görevini 2004 yılının Aralık ayında yapılan seçim sonucunda üstlenmiştim. Federasyonumuzun özerklik statüsü elde etmesinden sonra 2006 yılında göreve tekrar seçildim. Daha sonra 2008 ve 2012 yıllarındaki seçimlerde, atletizm camiası beni yine başkanlığa layık gördü. Bu önemli görevi yaklaşık dokuz yıldır onurla, gururla yürütüyorum.

2004 yılında görevi devraldığımdan itibaren Türk atletizmine uzun vadede kazanımlar sağlayacak, Türk atletizmini istikrarlı bir yapıya kavuşturacak çok sayıda proje ve çalışmayı uygulamaya soktuk.

Bir yandan elit atletlerimize mümkün olan tüm destekleri sağlarken, diğer yandan maddi ya da sosyal zorluklar nedeniyle elit düzeye ulaşmakta zorlanan genç yeteneklere büyük önem verdik, onlara yönelik projeler geliştirdik.

Sonuçta, sporcularımız ülkemizin özlemini duyduğu önemli başarılara koştular. Şampiyonluklar yaşattılar. Madalyalar kazandılar. Sporcularımız Uluslararası turnuva ve organizasyonlarda kazandıkları madalyaların dışında tüm dünyanın takip ettiği, milyonların ekranlardan izlediği Avrupa, Dünya Şampiyonalarında ve 2008 Pekin ile 2012 Londra Olimpiyatlarında madalyalar kazandılar , milyonlarca insana bayrağımızı göndere çektirerek tanıttılar, istiklal marşımızı dinletiler.

Türkiye’nin 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde görevde bulunduğum 9 yıllık süreçte Atletizmde birçok ilkler yaşandı ! Atletlerimiz hayal bile edilemeyen önemli madalyalar kazandılar. Herkesi ekranları başında sevinçten ağlattılar, kucaklattılar…

Ayrıca madalya başarılarının yanı sıra, benim her şampiyonadan sonra mümkün olduğunca ifade etmeye çalıştığım gibi, iki konu daha gözden kaçırılmamalıdır. Birincisi, yarı final ve final yarışan atletlerimizin sayısındaki artış. Sadece şampiyonlara odaklandığınızda, sistemin ürettiği ve geleceğin müjdecisi başka değerlerin farkına varamayabilirsiniz. İkincisi, sprintlerden uzun mesafelere, atmalardan atlamalara, farklı branşlarda çok sayıda atletin benzer başarılara ulaştığı gerçeğidir. İstihdam ettiğimiz yabancı uzman antrenörlerin de katkısıyla, sadece belli bir disiplinde değil, tüm branşlarda sürekli gelişim sağlanmaktadır

Alt yapıda, küçük yaş kategorilerinde de çok sayıda atletimiz uluslararası yarışmalarda başarılara imza atıyorlar.

Çok yakın bir örnek olarak, bu ay düzenlenen Dünya Yıldızlar, Avrupa Gençler ve Avrupa 23 Yaş Altı şampiyonaları ile Avrupa Gençlik Olimpik Oyunları’nda toplam 7 altın, 3 gümüş ve 2 bronz madalya kazandığımızı hatırlatmak isterim. Ancak bu başarılar medyada yeterince yer almazken , bir sporcumuzun ödül törenine çıkmadığı ile ilgili haber gerçek dışı içerikle medya da daha çok yer alıyor,kamuoyu yanıltılıyor,atletizm federasyonu kötü yönetiliyor imajı veriliyor. Bugün (1.8.2013) bile gazetelerde yer alan “ Skandal 9 atlet de doping çıktığı haberleri “ yeni bir haber gibi yazılmakta kamuoyuna sunulmaktadır.Konular ile ilgili web sayfamızda açıklamalar yapılmasına rağmen dikkate alınmıyor , yine bazı medya mensupları yazmaya devam ediyor.

Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, Türk atletizminin gelecek en az 10 yılı teminat altındadır. Çünkü bugün ülkemiz Atletizmi üstyapıda Olimpiyatlarda dokuzuncu, Avrupa Şampiyonası’nda beşinci sırada , Avrupa Süper Ligi’nde yarışan bir ekibe sahiptir ve aynı başarıları gelecekte devam ettirecek sistemler yerleştirilmiştir.

Türk atletizmindeki gelişimi sizlerin de vurguladığını biliyorum , geçmişte önemli şampiyonalara götürülecek sporcu bulunamazken , uluslar arası arenaya gidebilecek toplamda 70-80 civarında atletimiz varken, bugün ise yıldızlar, gençler, 23 yaş altı ve büyükler kategorilerinde yaklaşık 600 atletin milli formayı giydiğinin altını çizmek isterim. 2012 Londra Olimpiyatlarına rekor bir sayı olan 33 atletimiz katılmıştı, 2016’da bu sayıyı 60 civarında hedefliyorduk.

Değerli Basın Mensupları,

Yönetim kadrosu olarak, atletizmde hedeflediğimiz bu büyümenin bazı sorunları da yanında getireceğinin farkındaydık. Endişelerimizden biri, iç rekabetin artması, yüksek ödüller ve hedefe kısa yoldan varmak isteyen kötü niyetli kişilerin sinsi çalışmaları ile benzeri faktörlerin, atletleri yasak performans arttırıcılara yöneltmesiydi.

2004 sonunda göreve geldiğimde, o tarihte Dünya Anti-Doping Ajansı’na akredite olan Hacettepe Üniversitesi Türkiye Doping Kontrol Merkezi ile işbirliği yaparak, yarışma içi ve yarışma dışı numune alımlarını hep yaptık. Eşzamanlı olarak, bugün de sürdürdüğümüz, milli takım kamplarında ve çeşitli seminerlerde sporcu ve antrenörlerimize anti-doping eğitimleri planladık. Yönetim Kurulumuzda bir karar alarak, yarıştan hemen sonra doping kontrolüne girmemiş bir atletin kırdığı Türkiye rekorunun kabul edilmeyeceğini ilan ettik. Ankara’daki Hacettepe laboratuvarının faaliyette olduğu yıllarda sporcularından en çok numune aldıran federasyon, Türkiye Atletizm Federasyonudur.

Hacettepe Üniversitesi laboratuvarının akreditasyonunu kaybetmesinden sonra, yurtdışı laboratuvarlar ile çalışmanın gerek lojistik zorlukları gerekse maliyetlerinin çok yüksek olması nedeniyle, yurtiçinde numune alımlarımız azaldı, hatta bazı yıllar ülkemizde düzenlediğimiz uluslararası organizasyonlarda yaptığımız kontroller ile sınırlı kaldı.

Bu nedenledir ki, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi bünyesinde bir Anti-Doping Komisyonu oluşturulmasına başından itibaren destek verdik ve bu Komisyon’un deklarasyonunu imzalayan ilk Federasyon Başkanı ben oldum.

Dopingle mücadeleye bu derece önem vermemin yanı sıra, kendi faal atletizm yaşamımda yasaklı maddelere tevessül etmeden milli formayı taşımış ve 26 yıldır kırılamamış maraton Türkiye rekoruna sahip bir başkan olarak, tüm atletlerin önünde bir rol model olarak duruyor olmayı umardım.

Ne yazık ki, şahsımın ve teknik ekibimizin kontrolü dışında, çok sayıda bireysel anti-doping suçu işlenmiş olduğu bir gerçektir. Federasyonumuzun 950 civarında sporcusu Dopingle Mücadele Komisyonu ve Dünya Dopingle Mücadele Komisyonunun kontrolü ve takibi altındadır. 2002 yılından 2012 yılına kadar ki süreçte doping suçu işleyen sporcu sayısı 11 iken bu sayı 2013 yılında birden dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi bizde ve diğer spor dallarının sporcularında da artış göstermiştir. Bu sorun sadece Türkiye’ nin değil dünyanın sorunu olmuştur.Ayrıca dünyaca çok ünlü atletler,sporcular dopingli çıkmışlardır. Bunda Dünya Dopingle Mücadele Ajansının (WADA) yeni bir uygulama olan “Biyolojik Pasaport uygulaması,yeni analiz sistemlerinin geliştirilmesi, farklı kriterlerin oluşturulması “ etkili olmuştur. Takdir edersiniz ki 24 saat sporcularla birlikte olmamız mümkün değildir. Bir sporcumda doping çıktığını duyduğum anda içimde hissettiğim acıyı ve üzüntüyü tarif edemem. Federasyon olarak bilerek ya da bilmeyerek bu hatayı yaptığı kanıtlanan sporculara, kuralların gerektirdiği cezalar verilmiştir ve verilmeye devam edecektir. Bugün dünyada da bile uygulanmayan bir kararı Federasyonumuz 2007 yılından beri uygulamaktadır. Yasaklı madde kullandığı belirlenerek ceza alan sporcuların antrenörleri de ayrıca ceza kuruluna sevk edilmekte ve cezalandırılmaktadır. Bu uygulamamız, yakın gelecekte Dünya Anti-Doping Ajansı’nın kurallarına eklenecek bir maddedir

Aklınızdan bazı antrenörlere henüz ceza verilmediğini düşünenler olabilir..Sporcuların disiplin kurulunca cezaları kesinleşmeden antrenörlerin ceza kuruluna sevk edilmeleri de Yönetim Kurulunda görüşülmez.Yasal bir süreç vardır. Ayrıca herkesin savunma hakkı olduğunu da hatırlatmak isterim.

Sayın medya mensubu arkadaşlar,

Çok fazla sizlerin karşısına çıkmasam da zaman zaman yaptığım basın toplantılarında ki açıklamalarım , federasyonumuz tarafından yapılan yazılı basın açıklamaları, web sayfamıza konulan bilgilendirici haberler maalesef dikkate alınmadı ve bazı medya mensubu arkadaşlarımız yine kendi yazmak istedikleri olumsuzlukları yazdılar ve görmek istedikleri başlıkları gazetelerinin manşetlerine taşıdılar , sosyal paylaşım sitelerinde beni ve arkadaşlarımı eleştirmek adına Türk atletizmine zarar verdiler. Dolayısıyla Türk sporuna zarar verir oldular.

Hatta yaşananlarla ilgili olarak siyasi iradenin yıpratılmaya çalışılmasını da görmekten çok üzüldüğümü ve haksız ve insafsız bulduğumu da ifade etmeliyim. Atletizmin ve sporun üzerinden, topyekûn bir karalama kampanyasının yürütülmesini yadırgıyorum.

Dün (31.7.2013) günü yaptığımız yönetim kurulu toplantısında Yönetim Kurulumun şahsıma gösterdiği teveccühe ve güvene teşekkür ediyorum. Ancak yapmış olduğum değerlendirmelerim sonrasında istifa etmemin daha doğru olacağına karar verdim ve aralıksız 9 yıl süre ile görev yaptığım Federasyon Başkanlığı görevimden ayrılıyorum.

Geriye dönüp baktığımda, Türk atletizminin dünyada geldiği noktadan gurur duyacağımı bilmenizi isterim. Umuyor ve diliyorum ki, benden sonra bayrağı taşıyacak olan başkan ve ekibi , Türk atletizmini daha ilerilere taşısın.

Görev yaptığım süre içerisinde şahsıma ve Federasyonuma desteklerini esirgemeyen Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, birlikte çalışma onuruna eriştiğim Bakanlarımıza ve Genel Müdürlerime teşekkürü borç bilirim.

Kulüplerimize, idareci, antrenör, hakem ve sporcularımıza özverilerinden, anlayışlarından ve desteklerinden dolayı teşekkür ederim.

2004 yılından bu yana Yönetim Kurulunda ve diğer kurullarımda görev yapanlara, Federasyon çalışanlarına, mesai arkadaşlarıma da özel teşekkürlerimi sunarım.

Bana göstermiş olduğunuz yakınlığı ve güveni hiçbir zaman unutmayacağım.

Görevimin gerektirdiklerini yaparken, farkına varmadan kırdığım ya da üzdüğüm kişiler varsa, kendilerinden özür dilerim. Hakkınızı helal edin.

Hoşça kalın. (Hürriyet)

G.Saray'dan F.Bahçe'ye çok sert cevap

Wednesday 17 July 2013

Galatasaray, Fenerbahçe'nin açıklamalarına sert tepki gösterdi. Kulüp resmi internet sitesinden yapılan açıklamada "Türk futbol tarihinin en büyük utancını, kendi kulübüne, taraftarına ve Türk futboluna yaşatmış basiretsiz bir yönetimin ...TFF profesyonellerini masum halk kitlelerine hedef göstermesini ve böylece içine düştükleri çıkmazdan kurtulmaya çalışmalarını anlamak mümkün değildir" denildi.

İşte Galatasaray'ın açıklaması;

"Bugün bazı medya organlarının, Fenerbahçe yönetiminden aldıkları davet sonrası ve bilgiler bazında bazı profesyonel yönetici ve yönetim kurulu üyelerimizi hedef alarak yayınladıkları tek taraflı, haksız ve ağır ithamları hayret ve ibretle okuduk.

Türk futbol tarihinin en büyük utancını, kendi kulübüne, taraftarına ve Türk futboluna yaşatmış basiretsiz bir yönetimin son cezalarla artık net olarak tescil olmuş hataları sonrası derhal istifa edip taraftarından ve Türk kamuoyundan özür dilemek yerine, artık alışılmış ve eskimiş yöntemlerini tekrarlayarak en yakın rakibini suçlamasını ve de tamamen kendi görevlerini yapmaya çalışan TFF profesyonellerini masum halk kitlelerine hedef göstermesini ve böylece içine düştükleri çıkmazdan kurtulmaya çalışmalarını anlamak mümkün değildir.

Özellikle bilinmelidir ki, başında çok koyu bir FB'li Başkanın bulunduğu TFF’de profesyonellerinin, emri altında çalıştığı Başkanının bilgisi ve onayı olmadan TFF'nin bağlı olduğu UEFA'nın resmen talep ettiği herhangi bir evrakı bu üst kuruluşa vermiş olması mümkün olamayacağı gibi, göndermemesi de görevin ihlali sayılır.

Bunu geniş halk kitleleri önünde bir kasıt, art niyet, düşmanlık, ihanet şekline dönüştürmeye çabalamak, tek kelime ile ağır tahrik ve suçu tetiklemektir. Kaldı ki TFF bir tarafsız kurum olup, yıllardır kurgulanmaya çalışıldığı gibi herhangi bir kulübün veya FB'nin bir alt kuruluşu değildir, olmamalıdır, olamaz.

Bu garip zihniyeti ve bunu devam ettirip destek veren her türlü davranışı kınıyor, artık futbolumuzda sadece futbolun konuşulacağı günlerin geldiğine inanmak istiyoruz.

Biz Galatasaray Spor Kulübü olarak sorumsuzca suçlanarak teşhir edilmeye ve gözdağı verilerek sindirilmeye çalışılan bütün sporsever dost ve üyelerimize karşı hiçbir teşebbüsü hukuken ve de fiilen cevapsız bırakmayacağımızın bilinmesini istiyor, bu konuda sağduyulu bütün sporseverlerin anlayış ve desteğinin yanımızda olacağına inanıyoruz.

Galatasaray Spor Kulübü" (Hürriyet)

Umut Bulut yeni sezonda Galatasaray'da

Tuesday 9 July 2013



Galatasaray Kulübü, Umut Bulut'un takımı Toulouse ile anlaşmaya vardı...Umut Bulut, yeni sezonda Galatasaray forması giyecek. (DHA)

Sezer Öztürk Beşiktaş'ta

Thursday 4 July 2013

Beşiktaş, Fenerbahçe'nin orta saha oyuuncusu Sezer Öztürk'le anlaştı.

Sezer için Fenerbahçe 1.5 milyon Euro bonservis alacak. Siyah beyazlı ekip ise orta saha oyuncusuna yıllık 1 miyon Euro ödeyecek.

ÖNDER ÖZEN'DEN TRANSFER AÇIKLAMALARI
Beşiktaş’ın Almanya’da gerçekleştirdiği sezon öncesi hazırlık kampının dördüncü gününde Futbol Genel Direktörü Önder Özen, kaleci Cenk Gönen ve Veli Kavlak basın mensuplarının sorularını yanıtladılar. Dün yapılan planlamaya göre bugün Olcay Şahan ve Oğuzhan Özyakup basın toplantısı düzenleyeceklerdi. Ancak Veli Kavlak’ın Tolga Zengin transferi karşılığında Trabzonspor’a verileceği haberleri sonrası planlama değişti ve bugün Özen, Veli ve Cenk ile birlikte basın mensuplarının karşısına çıktılar.

Bad Saroow bölgesindeki Arosa Otel’de gerçekleşen toplantıda ilk olarak Önder Özen kamp ve Veli Kavlak konusunda yaptığı açıklamada şunları söyledi. “Hepinize iyi bir kamp dönemi diliyorum. Sizin işiniz de kolay değil. Bunun farkındayız. Antrenman sahasına giderken zorlu bir yolculuk yapıyoruz. Önümüzdeki günlerde bu durumu düzelteceğiz. Bizim açımızdan çalışmalar iyi gidiyor. Hocamız ve futbolcular çalışmalardan memnunlar. Dün arkadaşlarım haber verdi. Veli ile ilgili bazı tasarruflarımız olduğu yönünde haberler çıkmış. Ben duyunca üzüldüm. Veli daha önceki yıllarda da benim övgü ile bahsettiğim bir oyuncudur. Veli iyi veya kötü oynasın, maç bittikten sonra formasını çıkardığında her şeyini sahaya veren nadir Süper Lig oyuncularından biridir. Örnek gösterdiğim bir oyuncudur. Benim için değer taşıyan bir oyuncudur. Takasla bir yere verilmesi kesinlikle söz konusu değildir. Sadece akıttığı ter bile yeterlidir. Önümüzdeki sezon da takımımızda yer alamaya devam edecektir."

Özen transfer çalışmaları ile ilgili şunları söyledi: “Pedro Franco ile anlaşma imzaladık. Kendisi şu adan yolda. Yarın sabah sağlık kontrolü ve vize işlemlerinin ardında cumartesi öğleden sonra aramızda olacak. Franco bir Beşiktaş projesidir. Geçtiğimiz sezonun 2. devresinden itibaren izleme komitesinin belirlediği isimlerden biridir. Kolombiya’ya gittik, maçını izledik, araştırma yaptık ve uygun olduğuna inandık. Kolombiya genç takımının kaptanlığı yapmaya başladı. Takımın yaş ortalamasını düşürecek bir futbolcudur. Anlaşma şartları da gayet makuldür. Ömer Şişmaoğlu da bir iki gün içinde kampa katılacak. Neden Ömer Şişmanoğlu? Geçtiğimiz sezon Beşiktaş’ta işler yolunda gitmediğinde yedek kulübesinden verim alınamadı. Ömer bu açığı kapatacaktır. Ömer geçen sezon sonradan oyuna dahil olduğu maçlarda skora katkılar yaptı. A milli takım için de aday isimlerden biridir.

Ayrıca hocamız Bilic’in de bazı istediği isimler var. Görüşmelerimiz sürüyor. İlk planlamamızda futbol federasyonu yabancı sınırlaması ile ilgili kesin kararını açıklamamıştı. Artık karar belli. Saha da 5 Türk oyuncu yer alacak. Slaven Bilic’in de düşünceleri var. Alacağız dediğimiz bir orta saha oyunsunun özellikleri değişti. Bu oyuncunun Türkiye’de bulamayacağız. Almak istediğimiz sol bek artık yabancı düşünmüyoruz. Beşiktaş Yönetimi futbolu profesyonellere bırakma kararı verdi. Bu durum akşamdan sabaha olacak bir şey değil. Teknik direktörümüz, yönetim kurulumuz ve izleme komitemiz ile iş birliği içinde olacağız.”

Özen takımdan ayrılması gündemde olan Almeida hakkında ise; “Bilic bugün Almeida ile bir görüşme yaptı. Oyuncunun sağlık durumu ve arka adalesi ile ilgili bilgiler aldı. Bir sıkıntı yok. Karşılıklı olarak istek olursa Almeida takımda kalacak” dedi.

VELİ VE CENK'TEN KAMP YORUMLARI
Özen’in ardından Cenk Gönen basın mensuplarına şu açıklamaları yaptı: “Kamp çok yoğun geçiyor. Beslenmek, dinlenmek ve antrenman dışında bir şey yapamıyoruz. Yemeklerde arkadaşlar yaz tatilinden bahsetme fırsatı buluyoruz.Ben yeni kaleci antrenörümüz geçen sen internetten takip ediyordum. İşinde uzman bir insan. Umarım bu sene güzel şeyler başarırız. Ben tecrübe ve yeteneklerimi sahaya yansıtarak elimden geleni yapmaya çalışacağız. Tolga Zengin iyi bir kaleci ve iyi bir insan. Eğer transfer edilirse kendisine şimdiden hayırlı olsun demek istiyorum. Bu yönetim kurulumuzun vereceği bir karardır. İnönü Stadı’nın olmaması bizi etkileyecektir. Ancak taraftarlarımız bizi yalnız bırakmayacakladır. Ben son 3 sezonda 75 maça çıktım. Az da olsa kötü performans sergilemişimdir. Ben de artık belli bir tecrübeye sahibim ve geçmişte ki Cenk’den daha iyi bir Cenk ortaya koyacağım.”

Veli Kavlak ise “Her şey yolunda gidiyor. Sakatlık yaşamadan kamp dönemini kapatmak istiyoruz. İnönü’de bu sezon oynamamamız zor olacak ancak biz büyük bir kulübüz ve böyle sıkıntıları aşamamız gerekiyor. Hocamız Bilic çok iyi bir antrenör. Dün akşam antrenmanında taktiksel antrenmanlar yaptık. Çok yarar göreceğimize inanıyorum. 1-2 hafta içinde daha iyi olacağız. Ben Beşiktaş’ta şampiyon olmak ve şampiyonlar ligi’nde oynamak istiyorum. Bunu başarmak için elimden geleni yapacağım” şeklinde konuştu. (DHA)

Aziz Yıldırım hakkında suç duyurusu!

Wednesday 3 July 2013

Avukat Kerim Kerimoğlu, Aziz Yıldırım’ı Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin vermiş olduğu tedbir kararına uymadığı gerekçesiyle savcıya şikayet etti.

Kulubün 1913 numaralı üyesi olan Kerimoğlu, Yıldırım 'ın sportif faaliyet icra edilen tüzel kişililklerin yönetim ve denetim organlarında görev yapmaktan yasaklanmasına rağmen Fenerbahçe Futbol A.Ş. başkanı olarak basın toplantısı yaptığı, böylece yargı kararını çiğnediğini iddia etti.

“YARGI KARARINI ÇİĞNEDİ"

Anadolu Adalet Sarayı Cumhuriyet Savcılığı’na Kerimoğlu tarafından yapılan suç duyurusunda 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Aziz Yıldırım hakkında verdiği karar hatırlatıldı. Kararın Aziz Yıldırım’a tebliğ edilmesine rağmen ‘Fenerbahçe Futbol A.Ş. Başkanı’ sıfatıyla basın toplantısı düzenlendiğinin belirtildiği suç duyurusunda, mahkeme kararı doğrultusunda Yıldırım’ın kulüp üyesi ve şirket başkanı da olamayacağı ifade edildi. Kerimoğlu dilekçesinde, basın toplantısı düzenlemesi sebebiyle Yıldırım’ın, yargının verdiği kararı çiğnediğini gerekçesiyle cezalandırılmasını talep etti.

O KARARDAN…

Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararda Aziz Yıldırım ‘ın spor kulüplerinin, federasyonların bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim organlarında görev yapmaktan yasaklanmasına karar verilmişti. (DHA)

F. Bahçelilere büyük müjde!

Sarı-Lacivertliler'in sabırsızlıkla beklediği müjde, Pedro Alvade'den geldi.

Paraguaylı forvetin menaceri, “Kulüpler büyük ölçüde anlaştı. İmzalar her an atılabilir” diye konuştu.

Fenerbahçe’nin uzun süredir peşinden koştuğu Oscar Cardozo’da mutlu sona yaklaşıldı. Sarı-Lacivertliler’in bonservis konusundaki indirim talebine, Benfica’nın olumlu yaklaştığı öğrenildi. Daha önce, Cardozo’nun Fenerbahçe’de oynamak istediğini söyleyen menacer Pedro Alvade, yine müjdeli bir haber verdi. FANATİK’e konuşan Alvade, “Kulüpler arasında yapılan pazarlıklar iyi gidiyor. Taraflar büyük ölçüde anlaştı. Artık ufak pürüzlerin giderilmesi için konuşuyorlar. Oyuncu açısından zaten bir sorun yoktu. Resmi imzalar her an atılabilir” ifadelerini kullandı. (Sporaktif)

Yıldırım'a bir şok daha

Tuesday 2 July 2013

Soruşturma başlatıldı

Anadolu Adalet Sarayı 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, Aziz Yıldırım ile birlikte iki yönetim kurulu üyesinin görevine ihtiyati tedbir kararı koyması ve UEFA Disiplin Kurulu tarafından da Fenerbahçe Spor Kulübü’ne 2+1 yıl Avrupa'dan men cezası gelmesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, kendisinden şikayetçi olan Recep Özcan hakkında, “Bizim hakkımızda suçlama yapan başkaları daha var.. Hepsi bir araya geliyorlar ve dava açıyorlar. Hakimlere rüşvet vermeye alışık olduğu için de bu kararları aldırabiliyor” diyen Aziz Yıldırım hakkında soruşturma başlatıldı.

Fenerbahçe Futbol A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım’ın, 27 Haziran 2013 tarihinde yaptığı basın toplantısındaki konuşmada, “Bize davalar açılıyor... 11 tane dava daha varmış... Recep Özcan kimdir? Ali Şen döneminde Fenerbahçe yönetiminde çalışmış... Haluk Ulusoy zamanında disiplin kurulunda bulunmuş... Kendisiyle ilgili Konya'da bir hakime rüşvet vermek ve rüşvet almak, suç örgütü kurmak, nitelikli dolandırıcılık, görevi kötüye kullanmak suçlarından 17.03.2008 tarihinde gözaltına alınmış. Ve daha birçok davaları devam ediyor. Bu suç örgütünü kurarken, oğlu da devrede... Beraber cezalar alıyorlar...Daha önünde birçok suçlar var.. Söyleyecek sözüm var ama... Bizi suçlayacak olan kişilerin biraz temiz olması lazım.. Biz Fenerbahçe için çalışıyoruz. Bizim hakkımızda suçlama yapan başkaları daha var.. Hepsi bir araya geliyorlar ve dava açıyorlar. Hakimlere rüşvet vermeye alışık olduğu için de bu kararlar aldırabiliyor. İşin enteresan tarafı UEFA'dan karar çıkmadan saatler önce bu mahkemenin kararı geliyor. 25 milyon F.Bahçeli üzülmüyor mu şu anda.. Bu kararlar benim şahsıma alınmıyor. Her şey mahkemeler ile yapılıyor. O zaman genel kurulları kaldıralım, her şeyi mahkemeler seçsin. Artık yargıya güvenemeyecek miyiz? Bir hakim bulup birçok kararı aldırabiliyorsunuz...” demesi üzerine, basın suçlarına bakan Anadolu Adalet Sarayı Cumhuriyet Savcısı Sıddık İlgar tarafından soruşturma başlatıldı.

Soruşturma kapsamında, Aziz Yıldırım’ın 27 Haziran tarihinde düzenlediği basın toplantısındaki sözleri, çözümüyle birlikte emniyetten istendi. (Hürriyet)

Kardeş Sneijder, Şanlıurfaspor yolunda

Monday 1 July 2013

PTT 1'inci Lig ekiplerinden Şanlıurfaspor, Galatasaray'da forma giyen Hollandalı yıldız Wesley Sneijder'in kardeşi Rodney Sneijder ile prensipte anlaşıldığını duyurdu.

Yeni sezon öncesi transfer çalışmalarını sürdüren Şanlıurfaspor yönetiminin, RKC Waalwijk Eredivisie takımında oynayan 22 yaşındaki Rodney Sneijder görüştüğü ve Hollandalı oyuncunun teklife olumlu yanıt verdiği belirtildi. (DHA)

Sadettin Saran, Fenerbahçe başkanlığına aday oldu

Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Saran, son günlerde yaşanan gelişmeler üzerine bir basın açıklaması yaptı. Saran yaptığı açıklamada, Fenerbahçe Kulübü başkanlığına adaylığını açıkladı...

Fenerbahçe'nin eski yöneticisi ve başkan adayı Sadettin Saran, sarı lacivertli kulübün içinde bulunduğu durum ve başkan Aziz Yıldırım'ın açıklamaları hakkında konuştu.. Saran "Sayın Başkan, basın toplantısında bahsettiği tüm ihraçları kaldırma girişimini yerine getirirse, ben de yapılacak olan genel kuruldaki yerimi, ‘başkan adayı’ sıfatıyla ve büyük bir gururla alırım" dedi.

Açıklama şöyle;

"Sayın Başkan’ın yapmış olduğu basın toplantısını takiben, gelen beyanat talepleri karşısında aşağıdaki açıklamayı yapmam bir mecburiyet haline gelmiştir.

Fenerbahçe ve futbol camiasına duyurumdur:

Bu sürecin başladığı 3 Temmuz 2011’den itibaren, kulübümüzü içine düştüğü zor durumdan en az hasarla kurtarmanın tek yolunun; Sayın Başkan’ın istifası ve aklandıktan sonra kulübün başına dönmesi olduğunu söyledim.

O günden bu yana maalesef bu gerçekleşmemiş, gerek Türkiye'de gerekse UEFA nezdinde işler bu noktaya kadar gelmiştir.

Bugün görülmektedir ki, UEFA'ya ve onun organlarına karşı takınılan tavır, olumlu netice vermediği gibi kulübümüzü daha vahim sonuçlar doğurabilecek bir noktaya doğru sürüklemektedir.

Başkan ve yönetim kurulumuzun mevcut stratejisini gözden geçirmek için belki de bu son şansıdır. Sayın Başkan’ı ve diğer arkadaşlarımızı UEFA'yı anlamaya ve kulübümüzün geleceğini düşünmeye davet ediyorum. Bu vesileyle kulübümüzün menfaatleri çerçevesinde elimden geleni yapmaya hazır olduğumu da bir kez daha ifade ediyorum.

Diğer yandan, sayın başkanın genel af ve genel kurul açılımı, ilk bakışta birleştirici ve barışçı bir adım gibi gözükmekle beraber, suçsuz yere eski bir yönetici ve başkan adayı olarak tarihte benzeri görülmemiş şekilde iki kez ihraç olmuş ve iftiraya uğramış olan beni yaralamaktadır.

Zira takdir edersiniz ki suçlu insanlar affedilirler. Bilindiği gibi İdari Mahkeme’de kazanmış olduğum davam, Yargıtay'da eksik inceleme gerekçesiyle usül yönünden bozulmuştur. Bu noktada hak ve adalet mücadelem, mahkemede halen sürmektedir.

Durumu bu şekilde ifade etmekle birlikte, eğer Sayın Başkan, basın toplantısında bahsettiği tüm ihraçları kaldırma girişimini yerine getirirse, ben de yapılacak olan genel kuruldaki yerimi, ‘başkan adayı’ sıfatıyla ve büyük bir gururla alırım." (Hürriyet)

Bahçeli UEFA'yı çifte standartla suçladı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, UEFA'nın Fenerbahçe ve Beşiktaş'a verdiği cezalarla ilgili UEFA'yı çifte standart yapmakla suçladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, UEFA Denetleme ve Disiplin Kurulu tarafından Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüplerine verilen cezaları değerlendirdi.

MHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen Bahçeli, Fenerbahçe ve Beşiktaş'a ceza veren UEFA'nın tüzel ve gerçek kişi ayrımı gözetmediğini belirterek, şunları söyledi:

"110 yıllık bir maziden süzülüp gelen Beşiktaş ile 106 yıllık bir geçmişe sahip Fenerbahçe, UEFA tarafından haksız ve peşin hükümlerle suçlanmış ve cezalandırılmıştır. Buna göre Fenerbahçe kulübümüz 3, Beşiktaş kulübümüz ise 1 yıl süreyle Avrupa kupalarından men cezası almıştır. Fenerbahçe'nin 3. sezona ait cezasının ertelenerek, 5 senelik denetimle herhangi bir suç unsurunun bulunmaması halinde iptal edileceği kararlaştırılmıştır.

UEFA kararının elbet tartışılacak, sorgulanacak birçok yanı bulunmaktadır. Değişik müsabakalarda şike yapıldığı ve teşvik primi verildiği iddialarının UEFA tarafından tüm yönleriyle adalete ve hakkaniyete riayet edilerek, tetkik ve tahkik edildiğini söylemek zorlama bir yorum olacaktır. Her şeyden önce UEFA, tüzel ve gerçek kişi ayrımı gözetmemiştir.

"Yetersiz ve eksik bilgilerle hüküm"

Anlayamadığımız taraf ilk etapta şahıslar ceza almazken, kulüplerimizin ne için ve hangi mantıkla cezalandırılmaları olmuştur. UEFA Denetleme ve Disiplin Kurulu'nun görevlendirdiği müfettişlikten şike ve teşvik primi iddialarına adı karışan bazı isimlerle ilgili ilave bir rapor istemesi de yetersiz ve eksik bilgilerle hüküm verildiğine karine teşkil etmiştir.

Bu kararı, 'şike iddialarıyla ilgili kanaat oluştu' şeklinde anlamlandırmak ise, bizim açımızdan gereksiz ve gerekçesizdir. Madem bazı şahıslarla ilgili şike iddiaları vardır. O halde yaklaşık bir yılı bulan süredir UEFA bunu ne için teşhis ve tespit edememiştir? Kulüplerimizin itham edilmesi, günahkar gösterilmesi ve sığ yorumlarla güvenilirliğinin sabote edilmesi, UEFA'nın kolaycı ve kestirme yollara tevessül ettiğinin ayan beyan kanıtıdır.

"Prestijlerine zarar veriliyor"

Bazı kulüp yöneticileri ve oyuncularla ilgili şüphelerden hareket edilerek, Türk futbolunun yüz akı iki kulübümüzün onur ve saygılarıyla oynamak, prestijlerine zarar vermek bize göre art niyetliliktir. Elbette mesele yalnızca iki büyük kulübümüzün suçlanması ve hak mahrumiyeti yaşaması ile sınırlı değildir.

Asıl üzerinde düşünülmesi ve durulması gerekenler Türk futbolunun ve Türk sporunun da yargılandığı, aşağılandığı ve itibarıyla oynandığı gerçeğidir. İsviçre'den Türk futbol kulüplerinin ve bunlara gönül veren milyonlarca kardeşimizi rencide etmek miyop ve muğlak batılı anlayışın ifşasından başka bir anlama gelmemiştir. Buna da kimsenin hakkı yoktur.

"UEFA objektif değil"

UEFA'nın kararlarında objektif olmadığı, Beşiktaş ve Fenerbahçe'yle birlikte incelediği Romanya'nın bir takımına karşı takındığı tarafgir bakışla da sabitlenmiştir. Bu iki kulübümüze ceza yağdıran bu kurumun hemen hemen benzer konuda bir Avrupa takımına sıra gelince yelkenleri suya indirmesi ve sadece 5 yıllık bir denetimle iddiaları savuşturması çifte standardın tescilidir.

Bu gelişmeler ışığında söylemek lazımdır ki, UEFA'nın verdiği karar kesin ve itiraz edilemez olmadığı için şimdi sırayı tahkim aşaması almıştır. Kulüplerimizin yaptıkları itirazın incelenerek doğru ve adil bir karar verilmesi Türk sporunun üzerindeki gücü biraz olsun hafifletecektir."

Başbakan'a çağrı

Başbakan ve Futbol Federasyonu'nun üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini de ifade eden MHP Genel Başkanı Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye Futbol Federasyonu üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli, kendi sahasında top çevirmemelidir. Başbakan Erdoğan, geçen yılın mart ayında partisinin genel merkezinde ağırladığı UEFA nezdinde gerekli çalışma ve girişimi yapmalı ve iki büyük kulübümüze sahip çıkmalıdır. Elbette kim şike yapmışsa, teşvik primine kimler tevessül etmişse bulunup haklarında gerekli işlemler yapılmalıdır. Buna diyeceğimiz bir şey yoktur. Sporun ruhu, sportmenlik ahlakı da bunu gerektirecektir.

"Avrupa futbol lobisinin fütursuzluğu"

Ancak tüzel kişilerin hedef tahtası yapılmasına müsaade etmemek, iddialar sübut bulmadan, somut bir hal kazanmadan adı geçen kişi ya da kişilerin peşinen suçlu ilan edilmesine engel olmak sorumluluk makamındaki herkesin görevi olmalıdır. Başbakan Erdoğan meseleye seyirci kalmamalı, Avrupa futbol lobisinin fütursuzluğuna hareketsiz durmamalıdır.

Özellikle Çarşı grubunun muhalif duruşunu bahane ederek en başta Beşiktaş'la ve yöneticilerle sürtüşme gerekçesiyle, Fenerbahçe'ye şaşı ve duyarsız yaklaşmamalıdır. Fenerbahçe ve Beşiktaş'a şike yaftası vurmak, bazı oyuncularını ve yöneticilerini iddialar netlik kazanmadan suçlamak kimseye, hele spor hayatına bir şey kazandırmayacaktır. Herkes bilsin ki, bu iki kulübe yönelik desteğimiz ve sevgimiz hiç azalmayacaktır." (cnnturk)

Fenerbahçe, Bahçeli'ye teşekkür etti

Fenerbahçe Kulübü, UEFA sarı-lacivertli kulüp ve Beşiktaş'a verdiği men cezalarıyla ilgili açıklaması nedeniyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkür etti.

Kulübün internet sitesinden yapılan açıklamada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin basın toplantısındaki açıklamaları hatırlatılarak, şunlar kaydedildi:

"Sayın Bahçeli, UEFA'nın vermiş olduğu kararları, 'Son günlerde en önemli konu başlıklarından birisi de UEFA Denetleme ve Disiplin Kurulunun 26 Haziran günü, iki güzide ve köklü futbol kulübümüz hakkında verdiği kararlar olmuştur. Fenerbahçe ve Beşiktaş, UEFA tarafından haksız ve peşin hükümlerle suçlanmış ve cezalandırılmıştır. Herkes bilsin ki bu iki kulübümüze yönelik desteğimiz ve sevgimiz hiç azalmayacaktır' sözleri ile değerlendirmiştir.

Duyarlı devlet adamlığı duruşu ile konuya gösterdiği hassasiyet ve verdiği destekten dolayı, kulübümüz ve camiamız adına Sayın Bahçeli'ye teşekkür ederiz." (cnnturk)

R.Madrid'in yıldızı Cimbom'a..

Angel Di Maria hayal mi gerçek mi?

FANATİK gazetesinin haberine göre; Adı Galatasaray'la anılan yıldız futbolcu, hem Real Madrid'in hem de Arjantin'in değişmez isimlerinden. İspanyol devi 3 yıl önce onu 33 milyon Euro'ya aldı, talibi çok ve henüz 25 yaşında... Real'de Mourinho dönemi bitti, göreve Ancelotti geldi. İtalyan teknik adam, Di Maria'yı şimdilik kadroda düşünmüyor. Sneijder ve Drogba gibi fırsat transferlerini ıskalamayan Cim Bom, yine sürpriz yapabilir.

Angel Di Maria... Yeni sezonda takımını ‘kanatlandırmak’ isteyen teknik patron Fatih Terim’in hayali... Peki gerçekten de hayal mi? Yurt dışında Galatasaray’ın adınını da talipleri arasında gösterildiği Di Maria, bundan 3 yıl önce 33 milyon Euro karşılığında Benfica’dan Real Madrid’e transfer oldu. Jose Mourinho döneminde takımın vazgeçilmez isimlerinden biri haline geldi. Özellikle sağ kanatta sürati ve tekniğiyle rakiplerinin korkulu rüyası oldu. Bu onu, Arjantin Milli Takımı’nın da en önemli parçası konumuna getirdi. Geride bıraktığımız sezon boyunca Real Madrid’in 52 resmi maçında forma giydi, 9 gol ve 18 asistle oynadı. Bu önemli istatistikler, Avrupa çapında birçok talibinin olmasını sağladı. Ayrıca henüz 25 yaşında olduğu göz önüne alındığında, Real Madrid’in onu satsa bile ne denli büyük paralar talep edeceği tahmin edilebilir.

Sistemin en iyilerinden

Bayern Münih ve Borussia Dortmund rüzgarıyla 4-2-3-1 sistemine doğru kayan dünya futbolunun, bu düzende kullanabileceği en iyi kanat oyuncularından biri olan Di Maria’nın, tıpkı La Liga gibi yüksek seviye bir ligde kalmak istemesi de son derece doğal görünüyor. İşte bu veriler, ilk bakışta Angel Di Maria transferinin zorluk seviyesini gösteriyor.

Sadece Galatasaray değil, dünyanın herhangi bir üst düzey kulübü için de Real Madrid’den bir oyuncu transfer etmenin ne kadar zor olduğu aşikâr. Ancak bu kez farklı bir durum söz konusu. O da, İspanyol devinde Jose Mourinho’nun devrinin kapatılarak, teknik direktörlüğe Carlo Ancelotti’nin getirilmiş olması. Daha sert, daha baskılı bir takım oluşturmak isteyen İtalyan teknik direktörün şimdilik düşündüğü oyuncular arasında Di Maria yer almıyor. Hatta tecrübeli hocanın Real Madrid yönetimine, “Onu satabilirsiniz” diyerek Arjantinli yıldıza yol verdiği de gelen haberler arasında. İşte bu gelişme, Di Maria’nın Galatasaray’ın radarına girmesini sağlayan etkenlerden biri. Başkan Ünal Aysal’ın çilek isteği, Galatasaray’ın dünya çapında artan popülaritesi ve yükselen mali gücü ortada.

Atmosferden çok etkilendi

Ayrıca 25 yaşındaki futbolcu, bu sezon Şampiyonlar Ligi çeyrek final sahnesinde TT Arena’da yaşadığı atmosferden ne denli etkilendiğini birkaç kez dile getirmişti. Bununla beraber, Çin’e giden Drogba ve İnter’den gönderilmesi düşünülen Sneijder gibi fırsat transferlerini ıskalamayan Galatasaray’ın her türlü sürprize açık olduğu da biliniyor. Bu da ister istemez, gözleri Galatasaray-Real Madrid flörtüne çeviriyor. (Sporaktif)

Popescu'dan olay sözler

Saturday 29 June 2013

UEFA tarafından Avrupa'dan men edilen Fenerbahçe ve Beşiktaş'a bir darbe de eski dost Popescu'dan geldi.

Fenerbahçe ve Beşiktaş ile birlikte UEFA tarafından soruşturulan ancak sadece 5 yıllık denetim cezası alan Romanya ekibi Steaua Bükreş ile ilgili gelişmeler sürerken konuyla ilgili bir değerlendirmede bulunan Gheorghe Popescu iddialı sözler kullandı.

Romanya basınına konuşan Galatasaray'ın efsane stoperi, Steaua Bükreş'in ceza almasını gerektirecek bir durum olmadığına dikkat çekerken kullandığı, "Eğer Steaua'ya 1 yıl ceza verselerdi o zaman Türklere 10 yıl verilmeliydi." sözleri olay yarattı.

Popescu, "Orada takımın kim olduğu önemli değil. Real Madrid de olsa cezalandırılırdı." diyerek Türk takımlarına kasti bir uygulama yapılmadığına da dikkat çekti.

UEFA Disiplin Komitesi'nde görev alan Popescu, geçtiğimiz Kasım ayında transferde usulsüzlük yapmak suçundan üç yıl hapse mahkum edilmişti. (Fotospor)

Halil Altıntop'un sözleşmesi feshedildi

Friday 28 June 2013

Halil Altıntop, Trabzonspor ile sözleşmesini karşılıklı olarak feshederek bonservisini aldı.

Trabzonspor, deneyimli hücum oyuncusu Halil Altıntop ile yollarını ayırdı.

Trabzonspor Futbol Genel Direktörü Ünal Karaman, konuyla ilgili yaptığı kısa açıklamada, "Karşılıklı olarak bugün sözleşme fesh edildi. İki taraf için de hayırlı olsun" dedi. (DHA)

Büyük Fenerbahçe yürüyüşü

UEFA Disiplin Kurulu'nun Fenerbahçe'ye verdiği 2+1 yıllık Avrupa'ya men cezasına sarı lacivertli taraftarlardan tepki yürüyüşü..

UEFA'nın verdiği cezaya sarı lacivertli taraftarlardan büyük tepki. Fenerbahçeli taraftarlar kulüplerine destek için 30 Haziran Pazar günü toplanıyor.

Fenerbahçe'de son günlerde yaşanan olaylardan sonra tüm taraftar grupları, UEFA'yı protesto etmek ve takımlarına destek olmak için Pazar günü saat 5'te Bağdat Caddesi'nde toplanacaklar. Sarı lacivertlilerin taraftar sitesi 12numara.org'nin yaptığı duyuruda tüm Fenerbahçeli taraftar grupları; Grup Cadde, Sol Açık, Group Legend, Fenerbahçeliler Derneği, Anadolu Yakası GFB ve bireysel tüm sarı lacivertliler yürüyüşe katılacak. Yaklaşık 10 bin kişinin katılacağı beklenen yürüyüş, Pazar akşam saat 7'de Suadiye ışıklar'dan Şükrü Saraçoğlu Stadı'na kadar yapılacaktır. (DHA)

Alex'ten Fenerbahçe'ye yeşil ışık

Fenerbahçe'nin eski oyuncusu Alex de Souza, sarı lacivertlilerin yeni teknik direktörü Ersun Yanal'ın Fenerbahçe'ye transfersinden sonra, Twitter hesabından yayımladığı mesaj Fenerbahçe'ye yeşil ışık yaktı şeklinde yorumlandı.

Yıldız oyuncu resmi Twitter hesabından "Ersun Yanal'a fikirlerini gelistirme hususunda destegimi sunar, Fenerbahce'de basarilar dilerim" şeklinde açıklama yaptı.

İşte Alex'in o Tweet'i; (Hürriyet)

Beşiktaş Fenerbahçe'den antrenör Dolu Arslan'ı aldı

Beşiktaş, Fenerbahçe'den bireysel oyuncu antrenörü ve rehabilatasyon kondisyoneri Dolu Arslan'ı transfer etti.

Fenerbahçe'nin analiz ekibi görevine kaldığı yerden devam ediyor. Aykut Kocaman'ın ayrılığından sonra durumları netleşmeyen analiz ekibi, Ersun Yanal ile birlikte çalışmaya devam edecek. Sarı-Lacivertli analiz ekibinden Performans Uzmanı Alper Aşçı'nın yanı sıra antrenör/analiz uzmanları Turgay Altay, Arda Keskin ve Barış Karakoç yeni sezonda Fenerbahçe'ye hizmete devam edecek. Rehabilitasyon Kondisyoneri olan ve sakatlıkları bulunan oyuncularla bireysel olarak ilgilenen Dolu Arslan ise Beşiktaş'a transfer oldu. Dolu Arslan, Fenerbahçe'de çalışmış olan Önder Özen gibi bundan böyle Beşiktaş'a hizmet edecek.

DOLU ARSLAN'I İLK KUTLAYANLARDAN BİRİ ALEX OLDU
Fenerbahçe'nin eski kaptanı Alex De Souza, aldığı haber sonrası twitter adresinden "Dolu Arslan'a BJK'daki gorevinde bol şans diler, FB'deki yardımların için çok teşekkur ederim. Herşeyin en iyisi seninle olsun dostum!" diye yazdı. (DHA)

G.Saray'ı sarsan ölüm

Galatasaray tribünlerinin tanınan simalarından amigo Sezgin Özcimbomlu hayatını kaybetti.

3 gündür yoğun bakımda yatan Galatasaray'ın amigosu Sezgin Özcimbomlu hayatını kaybetti.

Sarı-kırmızlı tribünlerin sevdiği isimlerden Özcimbomlu Sezgin, yaşadığı rahatsızlık nedeniyle 3 gündür bakımda yatıyordu. (Sporaktif)

UEFA iki kulübü Avrupa'dan men etti

Thursday 27 June 2013

UEFA, 47 milyon euro borcu olan Panathinaikos ve 550 bin euro borçlu Giannina'yı Avrupa Kupaları'ndan 1 yıl men ettiğini açıkladı.

UEFA Finansal Fair Play kuralları gereği iki kulüp Avrupa kupalarına katılamayacak. İki Yunan kulübünün UEFA'ya itiraz hakkı bulunmazken konuyu CAS'a taşıyabilirler...

UEFA geçtiğimiz sezon da yine aynı sebeple Beşiktaş'ı Avrupa kupalarından men etmişti. (Hürriyet)

F.Bahçe'nin CAS'tan çekilme sebebi..

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, düzenlediği basın toplantısında CAS davasına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Yıldırım, basın toplantısında bir gazetecinin "Ülke menfaatleri doğrultusunda CAS davasından çekildiğinizi açıklamıştınız. Nedir bu ülke menfaatleri, açıklayacak mısınız?" şeklindeki sorusu üzerine "CAS davasından Ülke menfaatleri karşılığında EURO 2020'nin zarar görmemesi için çekildik" dedi.

Başkan Yıldırım CAS için, "Ülke menfaati nedir? Mesela Euro 2020. Bize bu davayı çekmezseniz bu organizasyonda sorun çıkar denildi. Ülke menfaati için CAS'taki davayı kaldırın dediler, kaldırdık. CAS davasını eğer çekmişsek bilinsin bu süreçte yeniden açabiliriz." dedi. (Sporaktif)

Aziz Yıldırım konuşuyor

UEFA Disiplin Kurulu'nun "2+1 yıllığına Avrupa'dan men" cezası vermesinin ardından hareketli günlerin yaşandığı Fenerbahçe'de sular durulmuyor.

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım "Futbol A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı" unvanıyla bir basın toplantısı düzenliyor. Toplantıya katılan yönetici Talat Yılmaz "Rastlantı denilmesi çok zor olaylar peş peşe geliyor" dedi.

İşte Aziz Yıldırım'ın açıklamaları:

"3 Temmuz'dan bu yana sizlerle ilk kez yüz yüze geliyorum. Medyada çok konuşmayı seven biri değilim. Hiçbir şeye cevap vermedim. Fenerbahçe'nin zarar görmesini istemedim. Aziz Yıldırım ile ilgili hesaplaşmaların Fenerbahçe üzerinden yapılmasına izin vermedim, vermem. Teslim olmadım, olmayacağız. Fenerbahçe'ye sonuçlar için değil başlangıçlar için geldim. Aziz Yıldırım'ın kellesini, Fenerbahçe'nin kalesine dikmek isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalacak. Aziz Yıldırım ne teslim olur, ne teslim eder. Gelin birlik olalım sonra yüz yüze hesaplaşalım. UEFA süreci sonrası Fenerbahçe'ye yakışır bir olağanüstü kongre yapalım. Söyleyeceğiniz ne varsa gelin orada aday olun, söyleyeceğinizi söyleyin. Mahkeme kapılarında değil. Olağanüstü kongreye katılacak cesaretiniz yoksa da sonsuza kadar susun. Ben Fenerbahçe'yi hiçbir zaman siyasete bulaştırmadım, şov yapmadım. Fenerbahçe'yi hiçbir zaman teslim etmeyeceğiz. Hapis yattım, daha da yatacağım. Ama bu mücadeleye devam edeceğim. Fenerbahçe zarar görmesin diye susuyorum, hapis yatmamak için değil. Şahıslar önemli değil ama Fenerbahçe'ye yapılan karalamalar bizi üzer."

"Taraftarlar arasında kavga çıkmasın diye gerektiğinde sustuk, içimize attık. Trabzonspor'un yıllarca haklarını savundum. En az Trabzonspor başkanları kadar destek oldum. Ama 2 yıldır Trabzonspor kin gütme politikasıyla, kendi davasını bile kamuoyuna anlatamadı. Aslında Trabzonspor da bu davanın içindedir. Şimdi yeni bir başkanları var. Agresif olmaması gerektiğini düşündüğümüz için kendisine cevap vermedik. Ama ona bir sorum var. Geçen İstanbul'da Kulüpler Birliği toplantısı oldu. Trabzonspor Başkanı ahlak, etik ve delikanlılıktan bahsediyor. Bu toplantıda Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz, kendisine şike süreciyle ilgili ne anlattı, ne sordu. Anlatsın. Anlatmazsa ben anlatırım. Trabzonspor konusunu böylece kapatalım."

"Hırsız, hırsızlık yapıyor, herkes de izliyor. Recep Özcan'ı kulüpten ihraç ettik. Geçmiş yıllarda Ali Şen zamanında yönetim kurulunda yer almış bir zat. Ondan sonra da Haluk Ulusoy zamanında TFF'de bulunmuş. Şimdi o zamanki Disiplin Kurulu'nda Galatasaray ile ilgili yaptığı konuşmaları okuyacağım. Hakkında Konya'daki bir hakime rüşvet vermekten dolayı suçlama var. Tutuklanmışlığı var. Bizi suçlayan insanın biraz temiz olması lazım. Biz Fenerbahçe için çalışıyoruz. Bu arkadaşın Galatasaray ile ilişkileri var. 2007'deki sulu maçın ardından Adnan Sezgin ile konuşmaları var. UEFA'dan karar çıkmadan böyle bir mahkeme kararı çıkması ilginç."

"Ben bugün burada Futbol A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı olarak konuşuyorum. Bütün mesele şu; Aziz Yıldırım gitsin. Siz Aziz Yıldırım'ı gönderemezsiniz. Kongre üyelerine yaptıramadıkları mahkeme kararıyla yapıyorlar. Bu yol açılırsa; hakim bulup şirketlerle ilgili her şeyi yaparsınız. Biz yargıya güvenemeyecek miyiz! Bu benim şahsıma değil Fenerbahçe'ye yapılıyor. Fenerbahçe'de kaos yok ki. O zaman Genel Kurul yapmayalım, yönetimi mahkemeler seçsin! Ölene kadar bunlarla uğraşacağım. Bunların arkasındakiler ortaya çıksınlar."

"UEFA'dan önce müfettiş raporu geldi. Cevaplarını hazırlayıp savunma yaptık. Biz Batı'da demokrasinin olduğunu biliyorduk. Buraya savunma yapmaya geldik. Ama müfettiş raporunda demokrasinin olmadığını gördük. Bundan rahatsızlık duyduğumuzu ifade ettim. 6. Ağır Ceza'nın kararlarına dayanıyordu. 'Özel mahkemeler kalksın diyorsunuz ama siz o rapora göre bize suçluyorsunuz' dedik. 58. maddenin kaldırılmasına karşı çıkmıştım hapisten. UEFA bugün şahıslar ve kulüpleri ayırmıştır. Şahıslara 'Sen suç işlemedin kulüp işledi' demiştir. 3 Temmuz olayı UEFA'da da devam ediyor. Bizim suçsuz olduğumuza inanmak istemiyorlar. Dosyayı okumamışlar. Biz yukarıdaki insanlara başka dostlarımız vasıtasıyla sordurduk. Platini ve Infantino her yerde 'Bizim üzerimizde baskı var' diyorlarmış. Kimden baskı geldiğini açıklayacaklar. Türkiye'de olan bazı kulüpler tarafından yapıldığını biz biliyoruz."

"TFF, UEFA'dan randevu aldı, gitti. Bir bavul evrak gönderdik ama TFF bu belgeleri veremedi. 3 Temmuz bana ve arkadaşlarıma yapıldığı için süreç hep devam etti. Mesela Emenike olayı... Nerede bu para dolu çanta! TFF Disiplin Kurulu sportif ceza vermesi gerekirken başka cezalar verdi. Fenerbahçe suçluysa küme düşürün. Ama bütün takımlara da uygulayın. Bu şike davası değil, operasyondur. Bu, Türkiye'nin gerçeğidir. Burada sadece Fenerbahçe değil Türk sporu yargılanıyor. UEFA'daki lobiciliği buradan yapıyorlar. Tahkim'de çok iyi savunma yapacağız. Bir uçak dolusu kişiyi götürüp davanın Fenerbahçe lehine olmasını elbirliğiyle sağlayacağız."

"Suçlandığımız 5 maç; Gençlerbirliği, Karabük, Sivas, İBB ve Ankaragücü karşılaşmaları. Hepsi de çok kolay savunulacak maçlar. Bu tapelerimin hepsini istedim. Yazmayla konuşma farklı çünkü. Ama hiçbiri vermediler bana. Biz bu savunmaları en iyi şekilde yapacağız. Biz şike yapmadık. 'Biz temiziz' diyen her kulüpten daha temiziz. Diyecekleri bir şey varsa da cevap veririm. Ama bir tanesinin bile cesareti yok. UEFA'da dava var, Şenes Erzik konuşmuyor. Yıldırım Demirören konuşmuyor. Kim savunacak! Ortada 'Ben bu kararları aldım, arkasındayım' diyecek kimse yok mu! TFF Başkanı'nın gazetesindeki haber sabotaj. Başbakan böyle bir şey söyler mi! Bu dava Türk sporunun davasıdır. Türk futbolu da yara alacak. Şenes Erzik ve Yıldırım Demirören açıklama yapmalı. Steaua Bükreş parayı veriyor, görüntü var ama ceza almıyor. Bu organize bir iş."

"Bir Başkan'ın (Ünal Aysal) da UEFA tarafından açıklanmayan kararı bilmesi düşündürücü. Ama medya ve bizler öğrenemiyoruz. Onları ancak oradan alabilecek insanlar alabildiği için, öyle bir teşkilatları olduğunu öğrenmiş olduk."

"CAS Davası'nın neden çekildiğiyle ilgili 'Git Platini'ye sor' demiştim. Ülke menfaatleriyle ilgili. 2020 Olimpiyatları hedefi var ülkenin. Bu dosya kalkmazsa bununla ilgili sıkıntı olacaktı. 'Kaldırın' dediler kaldırdık."

"Yargıtay'ın vereceği karar, butün bu konuştuklarımızı silbaştan yapabilir. Aslında UEFA'nın verdiği ceza 2 yıldır, biz bunun 1 yılını zaten çektik. UEFA çatırdayabilir. Yargıtay kararı bitsin olumlu-olumsuz her şeyi konuşuruz. Bekleyin biraz. Bu davada ben tek değilim, 63 kişi var. CAS'tan dava çekilirken ben hapisteydim. Bana çekilme nedeni söylenmedi." (haberturk)
 

© Copyright Sporazi 2010 -2011 | Design by Herdiansyah Hamzah | Published by Borneo Templates | Powered by Blogger.com.